11 Şubat 2011 Cuma

Baba olmak için...Tek bir sperm bile yeterli!

Ne Kadar Zamanda Hamile Kalabilirim?
31/03/2009

Çiftler genelde hamile kalmamak için büyük çaba sarf ederler ve çeşitli yöntemlere başvururlar. Ancak bir bebek sahibi olmaya karar verdikleri anşaşırtıcı gerçekle karşılaşırlar. Bu şudur; aslında bir aylık adet periyodunda hamile kalacabileceğiniz zaman 4 gün kadar kısa bir zaman dilimidir. Bu kısazaman dilimi döllenmeye hazır olgun bir yumurtanın yumurtalığınızdan atılarak tüplerden rahme geçişine kadar olan zaman dilimini kapsar. Eğer bu 4günlük kısa dönemde yumurta döllenmezse adet kanamanız başlar.

Ne Kadar Zamanda Hamile Kalabilirim?


Çiftler genelde hamile kalmamak için büyük çaba sarf ederler ve çeşitli yöntemlere başvururlar. Ancak bir bebek sahibi olmaya karar verdikleri anşaşırtıcı gerçekle karşılaşırlar. Bu şudur; aslında bir aylık adet periyodunda hamile kalacabileceğiniz zaman 4 gün kadar kısa bir zaman dilimidir. Bu kısazaman dilimi döllenmeye hazır olgun bir yumurtanın yumurtalığınızdan atılarak tüplerden rahme geçişine kadar olan zaman dilimini kapsar. Eğer bu 4günlük kısa dönemde yumurta döllenmezse adet kanamanız başlar.


Bu sebepten dolayı hamilelik şansınızı arttırmak için tam bu kısa yumurtlama döneminde ilişkiye girmeniz gerekir. Peki siz bu döneminizi nasılbelirleyebilirsiniz? Bunun için değişik metotlar vardır. İlk olarak adet günlerinizin tarihini kaydederek kendi adet takviminizi oluşturabilirsiniz. Özellikle düzenliadet gören hanımlarda bu çok işe yaramaktadır. Normalde kadınların adet dönemleri 24-36 gün arasında değişmektedir. Bir sonraki adet döneminintahmini başlangıcından 14 gün evveline gidildiğinde iki gün öncesini ve iki gün sonrasını alarak bu dört günlük zaman dilimini bulursunuz. Bu dört güniçinde bulunduğunuz adet döneminin ortalarına denk gelir.


Doğum kontrol yöntemi kullanmayan ve haftada 2-3 kez düzenli ilişkiye giren çiftlerin ilk yıl içinde hamilelik başarı oranları %80’dir.%10-15’i ise ikinciyılda başarıya ulaşırlar. Ancak ilk bir yıl içinde hamile kalamayanların kısırlık açısından tetkik edilmesi doğru olur.

Uzmanlar, günümüzde sperm sayısının giderek azaldığına, hatta pek çok erkekte "Azoospermi" olarak adlandırılan, menide hiç sperm bulunmaması durumunun oldukça yaygın görüldüğüne dikkat çekiyorlar. Bu sorun karşısında tıp dünyası boş durmuyor tabii.

Baba olmak için...Tek bir sperm bile yeterli!

Uzmanlar, günümüzde sperm sayısının giderek azaldığına, hatta pek çok erkekte "Azoospermi" olarak adlandırılan, menide hiç sperm bulunmaması durumunun oldukça yaygın görüldüğüne dikkat çekiyorlar. Bu sorun karşısında tıp dünyası boş durmuyor tabii.
 
Kısırlık sorunu nedeniyle tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin büyük bir çoğunluğunu artık erkek infertilitesi oluşturuyor. Bunun nedeni de, dünyada ve ülkemizde erkeklerin sperm sayısının hızla düşmesi. Son yıllarda çevremizdeki gürültü ve ısının artışı, endüstri ile inşaat sektöründeki büyüme, sigara ve alkol tüketimindeki artış, iş ortamında aşırı yorulma ve stres gibi etkenler erkeklerin sperm üretimini tehdit ediyor. Günümüzde erkek kısırlığındaki en büyük sorun ise, "Azoospermi", yani menide hiç sperm bulunamaması. Azoospermi kanallarındaki tıkanıklığa bağlı olarak veya sperm üretiminin çok az veya olmadığı durumlarda görülüyor.

Çok değil birkaç yıl öncesine dek menisinde spermi olmayan erkeklerin çocuk sahibi olması imkansız gibiydi. Ancak tıpta teknoloji ilerledi ve bu hastalara da umut doğdu. Adeta sperm avcılığı yapan uzmanlar, tek bir spermin peşine düştü ve bundan faydalanabilmenin yollarını aradı. Sonunda da buldu. Artık "azoospermik" erkekler bile ilaç tedavisi veya mikro tese yöntemiyle çocuk sahibi olma şansını yakalayabiliyorlar.

Doktora ne zaman başvurmalı?


Çocuk sahibi olamayan erkeklerin aklına öncelikle şu soru takılıyor: "Doktora ne zaman başvurmalıyım?" Üroloji Uzmanı. Op. Dr. Emre Bakırcıoğlu, bir yıl boyunca, herhangi bir korunma yöntemi uygulamadan düzenli cinsel ilişkiye girmenize rağmen hamile kalmadıysanız, eşinizle birlikte mutlaka doktora başvurmanızı öneriyor. Günümüzde evliliklerin çoğu artık 30 yaş üzerinde gerçekleşiyor. Bilindiği gibi ilerleyen yaş da tüp bebek yönteminin başarısını olumsuz yönde etkiliyor. Örneğin yapılan bir çalışmada Klinefelter Sendromu olarak adlandırılan ve doğuştan kromozom yapı bozukluğu olan erkeklerde ameliyatla sperm bulma şansının yaşla ilgili olduğu tespit edildi. Yaş ilerledikçe bu gruptaki erkeklerde sperm bulma oranlarının azaldığı tespit edildi. İşte bu sonuçlar da, yardımcı üreme tekniklerinin başarısında erken teşhisin büyük önem taşıdığını gözler önüne seriyor.

Dolayısıyla, kendinizde şüphe duyduğunuz bir takım noktalar varsa, bu süreci beklemeden konunun uzmanına başvurmanızda yarar var. Gelelim muayene aşamasında sizi nelerin beklediğine.

   
Adım adım tanıya doğru

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Emre Bakırcıoğlu'na göre; kasık fıtığı, inmemiş testisler, ergenlik döneminde geçirilen kabakulak veya travmalar, erkeğin üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden. Dolayısıyla muayenenin ilk aşamasında, doktorunuz, çocukluk çağından itibaren geçirdiğiniz hastalıklar ve travmalar hakkında sizden detaylı bilgiler ediniyor. Bunların yanı sıra kemoterapi veya radyoterapi tedavisi görüp görmediğiniz, antidepresan veya mide ilaçları kullanıp kullanmadığınız, sigara ve alkol gibi alışkanlıklarınız da yine doktorunuz tarafından sorgulanıyor. Genel sağlık öykünüzle ilgili bilgiler alındıktan sonra fizik muayene, hormon tetkikleri ve genetik incelemelere başvuruluyor. Spermiyogram'da infertilite araştırmasında mutlaka yapılması gereken tetkiklerin başında geliyor.
Spermleriniz ne durumda?

Spermiyogramda dikkate alınan üç kriter var: Sperm sayısı, şekli ve hareket kabiliyeti. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği kriterlere göre, çocuk sahibi olabilmeniz için sperm sayınızın 20 milyonun üzerinde olması gerekiyor. Hareket kabiliyeti de en az yüzde 50'nin üzerinde olmalı. Spermiyogramda aynı zamanda meni, yani sıvı miktarı da değerlendiriliyor. Sağlıklı bir erkeğin menisinde en az 2 mililitre sıvı mevcut. Bu miktarın altında görülen değerler, hormon eksikliğine, sperm kanallarında tıkanıklığa veya bu kanalların doğuştan olmadığına işaret ediyor.

Günümüzde tıp dünyasında yaşanan gelişmeler sayesinde tek bir sperm bile artık baba olmaya yetiyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun, bu spermlerin mikroenjeksiyon yöntemiyle anne rahmine transfer edildiğini belirtiyor. Ancak verilen meni örnekleri çok dikkatli incelenmezse, az sayıda olan spermler gözden kaçabiliyor. Üroloji Uzmanı Dr. Emre Bakırcıoğlu, bu nedenle baba olup olmayacağınızın kararını veren spermiyogramın mutlaka güvenilir bir laboratuarda ve farklı zamanlarda birkaç kez yaptırılması gerektiği uyarısında bulunuyor: "Örneğin birçok kez sperm örneği incelenmiş ve hiç sperme rastlanmamış erkeklerin yaklaşık yüzde 15'inde santrfüj sonrası yıkama tekniği ile çok az sayıda da olsa sperme rastlanabiliyor." Birkaç kez tekrarlanan spermiyogram analizinde, sperm yıkama öncesi ve sonrasında yapılan incelemelerde hiç sperm bulunamazsa, Azoospermi tanısı konuyor. Yapılan detaylı muayene, hormon tetkikleri ve sperm analizinden sonra, elde edilen tüm değerler dikkatle gözden geçirildikten sonra tedavi aşamasına geçiliyor. Azoospermide altta yatan etkene bağlı olarak ya ilaç tedavisi ya da mikro tese yönteminden yararlanılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder